Bundan binlerce yıl önce, yerin yedi kat altında yaşayan yılanlar varmış. Meran adı verilen bu yılanlar aslında oldukça bilgili ve şefkatliymiş. Tabii bir de yılanların şahı olan Şahmaran varmış. Şahmaran, tüm yılanların barış içinde yaşamasını sağlayan, oldukça genç ve güzel bir kadınmış. (Bazı efsanelerde erkek olarak tasvir edilse de çoğu hikayede kadın olarak geçer.) Fakir bir ailenin oğlu olan Cemşab, bir gün arkadaşlarıyla bal aramak için ormana gider. Cemşab ve arkadaşları bir mağara keşfederler ancak arkadaşları Cemşab'ı orada bırakıp giderler. Mağaradan çıkmaya çalışan Cemşap, mağarada bir delik görür ve oraya gitmeye başlar... Işığa doğru ilerleyen Cemşab, Şahmaran'ın o büyülü bahçesini görür. Havuz etrafında yılanları ve süt beyazı renginden vücudu olan Şahmaran'ı görür. Bazı efsanelere göre Şahmaran, Cemşab'ı oldukça nazik bir şekilde karşılar. Cemşab da Şahmaran'ın güvenini kazanır ve yıllarca onun misafiri olarak mağarada yaşamaya devam eder. Cemşab uzun yıllar Şahmaran ile yaşadıktan sonra mağaradan çıkmak ister. Şahmaran ona izin verir ancak yerini kimseye söylememesini tembihler. Cemşab Şahmaran'a söz verir ve mağaradan çıkarak sevdiklerine kavuşur. Ta ki ülkenin kralı hastalanana kadar...
Bir gün ülkenin kralı amansız bir hastalığa tutulur ve tek çaresi Şahmaran'ın etini yemesidir. Ülkenin dört bir yanına haber salınır. Herkes tek tek hamam sokulur ve kontrol edilir. Sıra Cemşab'a geldiğinde Cemşab kaçmaya çalışır ancak durum fark edilir ve hemen yakalanır. Hamamda Cemşab'ın derisinin yılan derisi olduğu fark edilir. Zavallı Cemşab, çektiği işkencelere dayanamaz ve Şahmaran'ın mağarasının yerini göstermek zorunda kalır. Şahmaran'ın mağarasına gidilir ve Şahmaran'a işkence edilir. Şahmaran ölmeden önce 'Ben insanoğluna itimat edilmeyeceğini biliyordum! Fakat ne çare yine aldandım!' der. Son nefesini vermeden önce ise Cemşab'a bir öğüt verir: 'Benim başımı kaynatıp padişaha içir, padişah kurtulsun, gövdemi de vezire içir, ölsün. Kuyruğumu da kaynatıp sen iç.' der. Efsaneye göre Şahmaran'ın kuyruğunu kaynatıp için Cemşab, Lokman Hekim olur. Günümüzde kullanılan asaya sarılı iki yılanın ise Şahmaran'ın tıp alanındaki bilgeliğinden ve Lokman Hekim'den geldiği düşünülmektedir. Ayrıca diğer yılanların Şahmaran'ın öldüğünden haberleri yoktur. Rivayete göre yılanların ölüm haberini aldıkları gün, Tarsus yılanların istilasına uğrayacaktır.
🐍 Çarpıcı Bir Mitolojik Karakter 'Şahmaran'
Şahmeran, Farsça kökenli bir kelime olup şah (kral) ve maran (yılanlar) sözcüklerin birleşimi ile 'Yılanların Şahı' anlamına gelmektedir. Farsça'da şah kelimesi erkeklere ithaf edilirken burada bahsedilen şah kadındır. Bir rivayete göre, Şahmeran yaşlanmayan ve öldüğünde ruhunun kızına geçtiğine inanılır. Şahmeran yerin binlerce kat altında gizlenir. Gizlendiği yer cennet bahçesi gibi güzel ve saklıdır. İnsanın göremeyeceği bütün güzelliklerin saklı olduğu yer olarak dikkat çeker. Yarı insan yarı yılan olan Şahmeran mitolojide bilgili biri olarak tasvir edilir. Mitolojide sıkça karşımıza çıkan yılan sembollerinin bilgi ve güçle anılması Şahmeran'ın bu tasvirini kanıtlar biçimdedir. Bilgili kişiliğinin yanında iyi niyetli ve yardımsever olması insanların şaşırmasına sebep olmaktadır. Çünkü yılan Anadolu kültüründe zehirli, yabani ve görüldüğü anda hemen öldürülmesi gerekenilen bir canlıdır. Şahmeran bunun bilincindededir ve yerin yüzlerce kat altında yüzyıllarca saklanmak zorunda kalmıştır. Ama hiçbirşey gizli kalmaz ve elbet ortaya çıkar. İşte Şahmeran ölümüne sebebiyet vereceği insana yardım elini uzatırken bu gerçeği aklına getirmez.
Bir rivayete göre, Şahmeran'ı görenler hamama girdiğinde sırtları pul pul olmaktadır. Padişahın hastalanması sonucu Şahmeran'ı gördüğü anlaşılacak olan Cemşab Şahmeran'ın yerini söylemek zorunda kalır. Çünkü padişahı sadece Şahmeran'ın eti kurtarabilecektir. Şahmeran hayal kırıklığına uğrar. Çünkü bahçesine alıp yedirip içirdiği kişi tarafından ölüme sürüklenecektir. Buna rağmen Şahmeran iyiliğini esirgemez. Kendi bilgeliğini Cemşab'a aktarması için kuyruğunu kaynatıp içmesini söyler. Cemşab'ın Lokman Hekim'e evrilmesi bu şekilde açıklanır. Şahmeran iyiliğinin yanı sıra tıp alanında çeşitli hastalıkara çözüm bulunmasında katkı sağlamasıyla günümüzde önemi büyüktür. Türk kültür ve mitolojisinde Şahmeran bolluk ve bereketin simgesi haline gelmiştir. Özellikle çoğu evde Şahmeran tablolarının yer alması Şahmeran'a verilen önemi göstermektedir.
Türk Mitolojisinde Kadının Yeri
Anadoluda güç, bilge, cesaret gibi kavramlar erkeklere özgü hale gelmiştir. Birçok efsanede erkekleri tanımlamak için bu kelimeler kullanılmıştır. Bunu yıkmayı başaran isim 'Şahmeran' olmuştur. İsminden dolayı erkek zannedilen Şahmeran'ın kadın olması, kadınların mitolojide güçlü, savaşçı ve bilge olduklarını göstermektedir. Bu özellikleri ile tanınmasına rağmen Şahmeran görünüşü sebebi ile tam bir insan sayılmamaktadır. Aksine Anadoluda ondan canavarmış gibi bahsedenler de olmuştur. Şahmeran'dan bu şekilde bahsedilmesinin en büyük sebebi kadın olmasından kaynaklanmaktadır. Yaptığı bir suçtan dolayı ceza aldığı düşünülmektedir. Bütün bu düşüncelere rağmen Şahmeran, güçlü ve iyi kalplidir. Günümüzde tıp dünyasının ilk adımlarının atılmasında Şahmeran'ın payı büyüktür. Bu yönüyle Şahmeran Anadoluda birçok kadının gücü haline gelmiştir. Kadın birçok türk mitoloji ve efsanelerine konu olmuştur. Savaşlarda, aşklarda, mücadelelerde kadın figürüne rastlamak mümkündür. Türk mitolojisine göre kadın ikinci kişi olarak gelmektedir. Anadolu'da Allah'ın önce erkeği sonra da kadını yarattığı inancı hakimdir. Bu yüzden kadın, erkekten sonra gelen olarak nitelendirilir. Bu da kadınlardan korkulmasına hatta lanetli olabileceklerini düşünmelerine sebep olur.