📜 Midas'ın Altın Efsanesi

A cover representing Midas'ın Altın Efsanesi

Şarap tanrısı Dionisos'un 'un (Bacchus) yoldaşı Satiros, Frigya'yı gezerken Midas'ın gül bahçesinde uyuyakalmış. Satiros'u bulup, on gün on gece sarayında ağırlayan Midas'ın konukseverliğinden etkilenen Dionisos, kralın bir dileğini gerçekleştireceğini söylemiş. Kral Midas da her dokunduğunun altına dönüşmesini ve böylece daha zengin olmayı istemiş. Ancak yemek için dokunduğu yiyecekler, içecekler ve ünlü gül bahçesi bile altına dönüşünce, kral Dionisos'dan bu uğursuz gücü geri almasını istemiş. Midas'ın durumuna acıyan tanrı Dionisos krala Paktalos Irmağı'nda yıkanmasını söylemiş. Bu ırmakta yıkanan Midas, her tuttuğunun altına dönüşmesinden kurtulmuş. Ve o günden bugüne bu ırmakta bulunan altın parçacıkları bu efsaneye bağlanmıştır.

Frigya'da Aç Gözlü Bir Kral

🪙 Altın; her kültürde, her millette hatta her mitolojide değerli bir nesnedir. Özellikle mitolojide altın, tanrıların ve kahramanların ayrıcalıklı olduğu bir semboldür. Değeri günümüze kadar değişmeden gelmiştir. Bu efsanede de Midas bir kraldır. Öncelikli dileğini halkı için kullanmak yerine kendi çıkarı için istemiştir. Krallar genelde hırsları ile bilinirler. Öncelikli amaçları savaşlardan galibiyetle ayrılıp alanlarını koruyabilmek. Kimi krallar bunlarla yetinebilirken kimi krallar ise daha fazlasını isterler. Daha fazla güç, daha fazla kişiye hükmetmek, daha fazla maddi kaynak gibi. Kral Midas bunlardan biriydi. Onu önemli yapan döneminin en parlak günlerini yaşatması ve birbirinde ilginç olan efsaneleridir. Bu efsanenin ana teması 'açgözlülük ve kurnazlık' üzerine kurulmuştur. Sonunu düşünmeden açgözlülüğünün kurbanı olan Midas bunu acı bir şekilde yaşamıştır. Dokunduğu herşeyin altına dönüşmesi kısa vadede umut verici iken uzun vadede vahim sonuçlar yaratır. Midas zengin olmanının hayali ile mutluluktan uçarken yediği yemeğin bile ona zehir olacağını akıl edemez. Dokunduğu herşey altına dönerek ona zorluk çıkartır. Öyle ki bir başka rivayette kızına dokunduğu için kızının altına dönüştüğü yazar. Kral Midas hayatının dersini almıştır. Şarap tanrısı olan Dionisos'dan bu dileğini geri alması için yalvarır. Dionisos' da günümüzde paranın doğduğu yer olarak bilinen Paktalos ırmağında yıkanmasını söyler. Kral Midas yıkanırken ırmakta altın parçacıklar bırakır. Lidyalıların burayı keşfedip ilk parayı burada bastıkları bilinmektedir.

Anlatılan bir başka rivayete göre Kral Midas kurnazlığını kullanarak Dionisos'u sarhoş etmiş ve onu kullanmak için ona yardım ediyor gibi gözükmüştür. Bu kurnazlığının ona çok pahallıya patlayacağını düşünmeden hareket etmesi açgözlülük yüzünden gözünü hiçbirşeyi görmediğini gösterir. Kral Midas'ın altın efsanesi günümüze kadar birçok deyime konu olmuştur. Örneğin 'MİDAS DOKUNUŞU' , kısa vadede edinilen iyi kazancı tanımlamak için söylenir. Bunun yanında halkça bilinen ve yapılan yardım karşısında sıkça söylenen 'tuttuğun altın olsun' cümlesi de Midas'ın efsanesi ile ilgilidir. Midas'ın dileğinin kötü sonuçlar doğurması zamanla unutulmuş ve deyimlerde iyi anlamlarca kullanılmaya başlanmıştır.

Metafor Bir Mitoloji

Metafor, bir durumu kıyaslamaya, benzetmeye veya anlatmaya yarayan unsurdur. Metafora mitolojide sık sık rastlamak mümkündür. Mitlerin anlaşılması zor olan durumları anlatmada başvurulan yöntemdir. Yıllar önce bilim ve teknolojinin olmadığı, evreni ve doğayı anlamakta güçlük çekildiği anlarda yardımcı olarak karşımıza çıkmıştır. Örneğin 'Tanrılar, antik dönemin yıldızlarıdır'. Bu cümlede benzetme yoluyla tanrıların yıldız gibi karanlıkta ışık saçan parlak varlıklar olduğuna dikkat çeker. Doğrudan yapılmayan bu benzetmeler birer metafordur.

Midas'ın altın efsanesinde, altının bir metafor olduğuna inanılmıştır. Günümüzde arkeologlar Gordion'da yaptıkları çalışma sonucunda birkaç mücevher, altın sikke ve zarifçe yaldızlanmış bir sfenks kedisi dışında fazla altına rastlamamışlardır. Şehrin yağmalanma ihtimalinin yanı sıra altının bir metafor olduğu düşüncesi akla daha mantıklı gelmeye başlar. Efsanede bahsedilen Midasın dokunduğu herşeyi altına çevirmesi olayı Midas'ın yetenekli ve bereketli olduğuna atıfta bulunur. Kudretli ve bereketli elleri ile dokunduğu herşey altın olan Midas dönemine büyük zenginlik getirdiğine inanılmasını ister. Günümüze kadar gelen Midas dokunuşu bu metaforun eseridir.

Midas'ın birçok efsanesinde bu mitolojileri görmek mümkün. Örneğin Midas'ın kulaklarının yapısından dolayı onlara 'Eşek kulakları' denmesi de bir çeşit metafordur. Mit ve metefor böylesine iç içeyken mitolojiyi anlamak daha da kolaylaşır. Kral Midas aslında çoğu insanın isteyeceği bir dileği gözü kapalı dilemiştir. Halk, kral ya da tanrı mevkisi ne olursa olsun kişi elindekinin değerini bilmeden hep daha fazlasını ister. Peki siz aynı durumda olsaydınız dileğiniz daha fazlasını istemek mi yoksa sizin gerçekten ihtiyacınız olan bir dilek mi olurdu?